Günümüzde çoğu insan namazına odaklanamamaktan ibadetlerinde huşu bulunmamasından huzursuz olmaktan yakınıyor.
Peki, bu sorunların sebebi ne?
Takva ne demek?
Haram gıda nedir?
Şüpheli gıda nasıl olur?
Bu gibi soruların cevabı yazımızın devamında
Allah(cc) insanı eşref-i mahlûkat kılmış ve ona bu Dünya'da faydalanacağı nice nimetler vermiştir. Evet, bu bizim için nimettir fakat doğru ve güvenilir şartlardan elde edilmeyen gıdalar nimetten zehre dönüşür. Çünkü bu gıdalar tüketildiğinde insanın hem maddi hem manevi haline zarar verir. İslam için mihenk taşı sayılabilecek takvanın zamanla bozulmasına yol açar. Takva ise "kulun, azametinden korkarak ve rahmetini ümit ederek Rabbine karşı olan kulluk görevlerini yerine getirmesi emirlerini tutup yasakladıklarından kaçınması anlamına gelir. Allah'ın takvaya verdiği önem ise şu ayetlerde daha iyi anlaşılmaktadır:
"Allah takva sahibi olanlarla beraberdir ( Bakara 2/194; Tevbe 9/36 ,123),
Onları korur ve onlara yardım eder; Allah takva ehlini sever (Al-i İmran 3/76, Tevbe 9/4,7)
Takvayı korumak Allah'ın emrettiklerini yapıp yasakladıklarından kaçınmakla olur. Bu yasaklardan biri de haram lokma yemektir. Domuzdan elde edilen et veya helal yollarla kazanılmayan paranın haram olacağı toplum tarafından bilinir fakat "haram lokma" yalnız bunlarla sınırlı değil. Temelde altı adet olan bu gıdalar: domuz eti, sarhoş edici içecekler, leş (hastalıktan ölmüş sığır, koyun vs. eti ya da ehli kitap olmayan kişinin kestiği et) kan, yırtıcı hayvan ve sürüngen, insan.
"Biz zaten bunları tüketmiyoruz." diye düşünülebilir. Fakat gün geçtikçe ve teknoloji geliştikçe maalesef farkında olmadan yediğimiz ve içtiğimizi harama dönüştüren bu gıdalar sofralarımıza girdi.
Birkaç örnek verip konuyu daha da açacak olursak. Kahvaltımızda severek tükettiğimiz peynirin yapımı için peynir mayasına ihtiyaç vardır. Bu ise farklı yollarla yapılır: hayvansal ve mikrobiyel. Hayvansal yöntemde hayvan midesi alınır. Şırdan denilen midenin en alt bölümünden kesilir ve suya bırakılır. Midedeki enzimler suya geçince maya olmuş demektir. Buradaki sıkıntı hangi hayvanın midesinin alındığıdır. Bu mide helal kesim ineğin olabileceği gibi domuz midesi de olabilir. Mikrobiyel yöntem ise sütün pıhtılaşmasını sağlayan, kimozin enzimini üreten bakteri ile maya yapılmasıdır. Bu bakterinin kimozin enzimini üretebilmesi için bulunduğu ortama besin konur. Bakterinin besini ise kan tozudur. Kan tozu bulunduğu ortamı necis yapacağından (sıvı bir ortamda yıkama da olamayacağından) bu şekilde yapılan maya haram olur. "Biz Türkiye'de yaşıyoruz, Müslüman bir ülkeyiz. Bizde bu tarz üretimler olmaz." diyoruz peki bu mayaların Danimarka, Hollanda, Fransa ve İtalya gibi yabancı ülkelerden ithal edildiğini biliyor muyuz? Kanunumuzda "Domuz yasaktır." gibi bir madde olmadığından domuz mu inek mi? ayrımına gidilmiyor. Bu şekilde bir kontrol olsa dahi en kötü ihtimalle bir ineğin Ehl-i kitap tarafından kesilip kesilmediğini de bilmiyoruz. Çünkü ithal ürünlerin geldiği Avrupa ülkelerinde inançsızlık almış başı gidiyor. Farklı bir örnek: Kahvaltımızda ya da çayın yanında yediğimiz börek, bayramlarda yediğimiz baklavalarda kullanılan yufka hamurlarının daha esnek olması ve hamurun kalitesini artırmak için L-Sistein denilen madde una konulur. Bu maddenin içeriği ise insan, köpek, domuz vs. kıllarından elde ediliyor. İnsan katkısı da dinimize göre haram olduğundan yediğimiz hamur işleri helallik olarak sıkıntıya giriyor. Jelatin de tehlikeli maddelerden. Günümüzde ülkemizin ürettiği jelatin miktarı fazlalaşsa da hala ithal ediliyor. Jelatin kremşanti, jeli bon gibi yiyeceklerde ve ilaç kapsülü yapımında kullanılıyor.
"O zaman biz bir şey yemeyelim mi, ne yapmamız gerekiyor?" gibi sorulara cevap şöyle:
Tabiki de her ithal veya hazır gıda ürünü haram değildir örneğin; "GİMDES" gibi güvenilir ve helal sertifikası veren kuruluşların güvenini, sertifikasını alan gıdalar tercih edilmelidir. Eğer yaşadığımız bölgede sertifikalı bir ürün bulamadıysak hiç olmazsa Peygamber Efendimiz (sav) şu hadisi akla gelmeli: "Şurası muhakkak ki haramlar apaçık belli, helaller de apaçık bellidir. Bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu) şüpheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmez. Bu durumda kim şüpheli şeylerden kaçınırsa dinini de ırzını da tebrie etmiş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş olur. Tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki her an koruluğa düşebilecek durumdadır…"
Bir virüsten korunmaya çalıştığımız gibi, riskli alışverişten uzak durduğumuz gibi veya araştırmadan emin olmadan önemli iş ve kararlarda rastgele karar vermediğimiz gibi Yüce Rabbimizin helal ve haram ölçüsüne ve sınırlarına dikkat edelim yani TAKVALI OLALIM. Böylece gerçek sahibimiz olan Allah’a (cc) değer vermiş saygı göstermiş oluruz.
Berna Reyyan AKMAN
---------------------------------------------------------------
KAYNAKÇA
-Buhari, İman 39, Büyu 2; Müslim; Müsakat 107,(1599); Ebu Davud, Büyu 3, (3329,3330) Tirmizi, Büyu 1 (1205) ; Nesai , Büyu 2,(7,241)
-Bakara Suresi 173. ayet
-Türk Gıda Kodeksi, Kasaplık Hayvanlar
-Bekir Develi Peynir Gemisi, Hayrettin İşbilir
-Gimdes
-İsra Suresi 70. ayet
-Osman Nuri Topbaş, Bir Lokmadan Gaflet Meydana Geliyorsa...
-Takva, TDV İslam Ansiklopedisi