Çağın en büyük musibeti olan Nemelazımcılık biz müslümanları birlik olmaktan alıkoymakta. Nemelazımcılar kendinden başkasını düşünmez, kendi menfaatleri için yaşarlar. "Boş ver" der geçerler. İşte bu umursamazlık tarih boyunca nice devletler, toplumlar yutmuştur. Çünkü Nemelazımcılık bir oluşun yok olmasını hazırlayan zemindir.
Belki tarihte yaşanan bu olayı duymuşsunuzdur. Kanunî Sultan Süleyman, zamanın büyük Türk âlimi Yahya Efendi’ye gönderdiği mektupta, “Bir devlet ne zaman çöker ve sonunda ne olur?” diye sorar. Yahya Efendi’nin cevabı ise gayet kısadır: “Neme lâzım be Sultanım!” Sultan, bu söze bir mana veremez. Kalkar, Yahya Efendi’nin Beşiktaş’taki dergâhına gider. Sitem dolu bir şekilde “Ağabey ne olur mektubuma cevap ver. Bizi geçiştirme, soruyu ciddiye al!” diyerek, sorusunu tekrar sorar. Yahya Efendi duraklar, “Sultanım, sizin sorunuzu ciddiye almamak kabil mi? Ben sorunuzun üzerine iyice düşündüm ve kanaatimi de açıkça arz etmiştim” diye cevap verir. Kanunî “İyi ama bu cevaptan bir şey anlamadım. Sadece “neme lâzım be Sultanım!” demişsiniz. Sanki ‘beni böyle işlere karıştırma’ der gibi bir mana çıkarıyorum” Yahya Efendi bunun üzerine, ibret dolu şu sözleri söyler:
“Sultanım! Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlıklar ayyuka çıksa… İşitenler de neme lâzım, deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa, gizleseler, fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin, feryadı göklere çıksa da, bunu da taşlardan başkası işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır. Asayiş ve emniyete vesile olan, itaat hissi gider, halkta hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlâl de böylece mukadder hâle gelir."
İnsanlar kendini aydınlattığı ışığı çevresine de tutmalıdır. Yardımlaşmaktan çekilmemeli, kardeşi ihtiyaç duyduğu vakit yanında olmalıdır. Hadisi şerifte sevgili Peygamberimiz(sav) şöyle buyurdular.
“Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu yardımsız bırakmaz; onu tahkir etmez.“(Sonra üç defa kalbine işaret ederek, şöyle buyurdular) “Takva, şuradadır, Takva şuradadır, Takva şuradadır. Müslüman kardeşini hakir görmesi kişiye kötülük olarak yeter. Her Müslüman’ın namusu, kanı, malı ve haysiyeti Müslüman’a haramdır.” (Müslim”Birr”,32)
Nemelazımcılıkla alakalı bir örnek daha vermek isterim. Hepinizin bildiği gibi 7 Ekimden bu yana İsrail Gazze'de yaşattığı zulüm her geçen gün artmakta. O kadar ki insanları ayırt edemediklerden topladıkları 70 kiloluk et parçaları bir insandan sayılıyor. Katil İsrail tarafından çocuk, yaşlı, kadın demeden vahişe katledilen müslümanlara karşı "bana ne onlardan" "beni ilgilendirmez" gibi söylemlerde bulunmak ne ahlak kurallarına ne de Müslümanlığa uyar. Bu umursamazlık ümmetin zincirini kırmakta. Mazlumun ahıyla yer gök inlerken bizler evlerimizde rahat oturamayız.
Allah ayetinde "İçinizde hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüklerden alıkoyan bir topluluk bulunsun. İşte bunlar kurtuluşa erecektir" diyor ve bir çok ayetinde ikaz ve uyarılarda bulunuyor. Boykot o vahşilere karşı en önemli silahken "Zaten kimse uymuyor" "Benim bunu almamla mı zengin olacak" gibi söylemlerde bulunup umursamazlık yapmak biz müslümanların kardeşliğini bozmaktadır. Bizler sonuçta zaferden değil seferden, sonuçtan değil çabanadan sorumluyuz.
Rabbim bizleri emri bil maruf nehyi anil münker emriyle yaşatsın inşallah.
Semanur Dursun
****************************