Sınırlar/ Kitap tahlili

Modern dünyanın karmaşası ve sürekli artan beklentileri arasında kişisel sınırlarımızı korumak daha  önemli bir hal almaya başladı. Dr.Henry Cloud ve Dr.  John Townsend 'in birlikte Kaleme aldığı "Sınırlar"  kitabı bireyin hayatında sağlıklı ilişkiler ve dengeli bir yaşam inşa edebilmesi için güçlü bir rehber niteliğinde. Kitap, insanların kendilerini tükenmiş, hayır diyemeyen ya da sürekli başkalarının istek ve beklentilerine göre hareket eden bir döngüde  bulunmalarının nedenlerini açıklıyor. Bu sorunların temelinde sınır eksikliğinin yattığını anlatıyor. Peki bahsettiğimiz bu kavram nedir ve neden bu kadar önemlidir? Sınırlar kim olduğumuzu ve kim olmadığımızı belirler. Hayatımıza sahip olmamızı sağlar. Bu kavram, her zaman hayır dememiz gerektiğini veya hiçbir insana yardım etmememiz gerektiğini söylemez. Ancak sınırların bu hassas dengesini anlamak için gündelik yükler ve hayatın kriz anları arasındaki farkı iyi kavramak gerekir .Bunu şöyle bir örnekle açıklayalım :" Ağırlık kelimesinin yunancası "bizi ezecek kadar ağır yük" anlamına gelmektedir. Bu ağırlıklar büyük kayalar gibidir. Tek başımıza taşımamız beklenemez .Aksi takdirde belimizi büker ve bizi ezebilirler. Yani kayaları kaldırırken yardıma ihtiyaç duyarız. İşte bu anlar hayatlarımızda yaşadığımız kriz dolu üzücü anlardır. Öte yandan yük kelimesinin yunancası" taşınan şey "veya" gündelik işlerin ağırlığı "anlamına gelir. Bu kelime günlük olarak yapmamız gereken şeyler anlamına gelmektedir. Bu yükler sırta takılan çantalara benzer. Sırt çantalarını taşımak imkansız değildir. Kendi sırt çantalarımızı kendi başımıza taşımamız beklenir. Aynı zamanda kendi duygularımız, tavırlarımız ve davranışlarımızla olduğu kadar hepimizin bize verilen sorumluluklarla başa çıkması gerekmektedir. Insanlar, kayalar günlük yükleriymiş gibi davrandıklarında ve yardım almayı reddettiklerinde ya da günlük yükleri taşımak zorunda olmadıkları kayalarmış gibi davrandıklarında sorunlar ortaya çıkmaktadır. Her iki durum sonucunda da insanlar ya acı çeker ya da sorumsuzca davranışlarda bulunur."
Sınırlarla alakalı bir diğer özellik ise sınırların bir duvar niteliğinde değil geçiş özelliğinde olmasıdır. Bizler iyilikleri içeride kötülükleri dışarıda tutmalıyız . Örneğin içinde bir kötülük veya günah olduğunu hissedersen iyileşebilmek için başkalarıyla iletişime geçmen gerekir ve iyilikler dışarıdaysa o zaman da kapılarımızı açıp iyiliği içeri almamız gerekir. Çünkü diğer kimselerin bize verecek iyilikleri vardır . "Önemli olan şey sınırların geçişe izin verecek kadar saydam ancak tehlikeleri uzak tutacak kadar sağlam olmasıdır." Sınır sorunu sadece bizim sınırlarımızla da alakalı değildir. Başkalarının sınırlarına saygı duymak da bizi bu yolda doğruluğa iletir. Kendi bencilliğimize karşı durdurur, empati yeteneğimizi arttırır ve kendi sınırlarımızı korumada bizlere yardımcı olur.Örneğin karşımızdaki kişinin bize" hayır"demesi Onun bizi az  sevdiği anlamına gelmez bilakis her iki taraf da sınır problemini çözmüşse aradaki sevgi  daha gerçek ve daha sağlam bir hale gelir. Doğruyu söylemeniz terk edilmenize yol açıyorsa zaten sevilmiyorsunuz demektir. 
Tabiki de bu sınır sorunlarını belirledikten sonra bir diğer önemli adım sınırlarımızı geliştirmek ve devamlılığını korumaktır. Bunu yaparken istekli olmak ilk şarttır.  Bu süreçteyken yaşadığınız endişe ve korku sizin doğru yolda olduğunuzu gösterir. Çünkü sınırlar belirlemek ve bilinmeyene doğru yol almak korku vericidir. Gelişim evresinde esas kurallardan biri şudur:  Karşımızdakini anlayarak sorunun ondan kaynaklandığını tepki göstermeden anlatabilmek. Bu , çizgilerimizin daha net ve açık olmasını sağlar. Sınır koymada zorlanan ya da bu kavramı daha derinlemesine anlamak İsteyenler, bu kitabın sunduğu pratik bilgilerle , sınır koymayı ve bu sınırları sağlıklı bir şekilde nasıl koruyacağını hayatına geçirebilme şansı edinir. Sonuç olarak sınırlarını bilen bireyler ise  daha güçlü, dengeli ve mutlu bir toplumun oluşabilmesi  için bir temel meydana getirir.

Rumeysa DALKILIÇ

*******************************