Kitabımız; Yazar Mehmet Salim Öztoksoy’un hayatından bahsettiği bölümlerden oluşan otobiyografik bir eserdir. Yazarın sürükleyici üslubu okuyucuyu olay örgüsüne kenetlediği gibi diyalogların sohbet havasında yazıya dökülmesinin de yazar ve okuyucu arasında organik bir bağ oluşturduğunu görmekteyiz. Yazarın her bölümde vermek istediği mesaj, olaylar ve yazarın görüşleri ile harmanlanmış olup okuyucunun kendi hayatına dair çıkarımlarda bulunmaya zemin hazırlamıştır.
Ruhun aydınlığa kavuşması ve başka ruhların nura ermesi için sarf edilen çabaların, samimiyetle direnmenin zor koşullarda verdiği külfeti sevinçle kucaklamanın anlatıldığı gerçek hayat hikâyeleri…
Yer yer kalbimizin coşkuyla dolduğunu, hüzünle ıslandığını, öfkeyle kabardığını hissedeceğimiz, her anın Rabbimizin emriyle ve onun dileğine uygun şekilde gerçekleştiğini bu sebeple en güzel duygunun şükre kavuşmak olduğunu bir kez daha anlayacağımız bu kitap Salim Hoca’dan bize, bir abiden dinlermişçesine hoş bir duygu ile aktarılmış.
Kısaca kitabın içeriğinden bahsedecek olursak Salim Hoca’mız, ablasının İslami yaşamı benimsemesini kendi fikir ve değerleri çerçevesinde doğru bulmayarak İslam’ın gerçek din olmadığını ispatlamak için araştırmaya koyulur. Bazı vesileler ile gelişen olayların üst üste gelmesiyle inkâr yolunu değil hidayeti seçer ve hayatında yeni bir dönem başlar. İlmi donanımı, cesur ve atılgan kişiliği, bulunduğu ortamlarda sözünü dinletebilme kabiliyeti insanlara İslam’ı anlatırken yardımcı olsa da çevresini etkileyen yegâne özelliği İslamiyet’in, ruhuna nüfuz etmesiyle değişen ve güzelleşen hâli olur. Arkadaşlarından bazılarının hidayetine vesile olurken bazılarının fikirlerini değiştiremese de bakış açılarını farklı bir manzaraya yönlendirir. İslami yaşantından bihaber kişilere işin aslının ne olduğunu hem anlatır hem gösterir.
Kitapta Müslüman olduğunu ve bundan mutluluk duyduğunu dile getirmesine rağmen ameli noktada gevşeklik gösterenlerin sadece kendilerine değil çevrelerine de zarar verdiklerinden bahseder.
“Samimiyet, din öğretisinin insanlığa iletmek istediği en önemli özellikken kendi heveslerini rab edinenlerin dilce Allah’a inanıyorum demesi zarardan başka ne sunabilir!
Kalbin sözüne kulak tıkamak da hakikati inkâr değil midir?
Bizler hangi gerçeği bulmuşuz da kendimizi onun sahibi sanıyor, dini kuralları eğip bükme hakkını nefsimizin elleri arasına bırakıyoruz?
Şu an varlığına kesinkes inandığımız her değer ve fikrin altyapısını ne kadarıyla hesaba çektik de kendimizi ona uymakta kusursuz ilan edebiliyoruz?
Hidayetin Allah’tan olduğuna hepimiz kaniyiz de onun ne kadarından nasiplenebildik, bizim payemize ne kadarı düştü?
İmanı hak ettik de mi nasip oldu yahut yaşantımız gereği hiç hak etmedik mi?
Onu kaybetmeyeceğimize olan inancımızdaki kesinlik nereden geliyor?” gibi okurken bizi kendimizle yüzleştiren sorularla karşı karşıya kaldığımızı görmekteyiz.
Kalbimizin ve aklımızın sağlam bir vaziyet alması için sürekli bir sorgu halinde olmanın önemi kitabın ana fikrini ifade eder.
Hz. Peygamberin sözlerinde buyurduğu gibi “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz. En büyük teftiş (sorgulanma günü) için hazırlanınız. Çünkü dünyada nefsini hesaba çeken kişinin, kıyamet gününde hesabı hafif olur.” Tirmizi/Hadis
Salim Hocamız bulunduğu hâl ile yetinmeyerek başka bir yolculuğa adım attı ve İslamiyet ile tanıştı. Biz her insan ferdinin son nefese değin yolculuğu devam ediyor. Bazen gururumuzdan bazen bilgisizliğimizden kaynaklı iç âlemimizde çatışmalar yaşıyor farklı bir zemine adım atmaya cesaret edemiyoruz. Hâlbuki yaşam toprağımız hangi iklimin yağmuruyla ıslanacak bilemeyiz. O topraktan hangi “ben” yeşerecek bilemeyiz. Kulluğumuzdaki eksikliği, ruhumuzdaki parçalanmışlığı hangi ilmi dağarcığımıza ekleyerek gidereceğimizi bilemeyiz. Sürekli bir ilerleme azmi ile değil mücadele içinde kalarak “kendimizle tanış olmayı” başarabiliriz. Aklımız ve ruhsal zekâmız ölçütünde kadere kalbimizi yaslayarak yol almak ve hakikatin talebesi olmak Allah’ın (c.c) sadece samimi kullarına hediyesidir. Siz okuyucuların da bu hediyeden nasiplenmesi dileğiyle iyi okumalar :)
Şuheda EKİN
KİTAP TANITIMI
Kitabın Adı: ‘Ol’ Dedi Oldum
Yazar: Mehmet Salim ÖZTOKSOY
Türü: Otobiyografi
Yayınevi: Hayy Kitap
Önsöz: “Allah’ım, ben bilmiyordum” demeyi düşünüyorsanız artık mazeretiniz kalmadı!
Vallahi Allah var ve vallahi hesaba çekileceğiz.
Şimdiye kadar, “ben bilmiyordum, Allah’ım affet beni” demeyi düşünüyorduysanız bu kitabı okuduktan sonra mazeretiniz de kalmadı. Lütfen, Kur’an’ı anlayacağınız ve hayatınıza geçireceğiniz şekilde okuyun.
Yarım saatte yiyip bitireceğimiz bir yemeği yapmak için bile internette onlarca tarif okuyan bizler, tüm hayatımızı anlamlı kılmak için Rabbimizin bize gönderdiği yaşam tarifini okumaktan aciz miyiz?