Edebiyat Penceresi
12.06.2025

İnsan

Bozkır tenine yağmurun tıpırtısı dokunur
Ağaç yalnızlığa soyunmadıkça inmez 
Rüzgara öfkesini estirmedikçe düşmez yapraklar 
Hışırtısıyla solmadıkça gündüz
Sararan benzini erdirmeyecek toprağa 


Bundandır mevsimler evrilir zamana
Mevsimler sessiz sedasız fark ettirir insana 
Yıl dediğin ölümü anmaktan başka nedir ki 
Yıl değil midir ihtiyarlık konduran simana 
Gün geçtikçe ağartır barudi saçlarını 
Hardal tanesine bulanır o muazzam kalabalık 


Anlarsın 
Bastırıladurmuştur içindeki yalnızlık 
Hayaller , hedefler birer avunmaydı 
Şehrin raksına eşlik eden dalkavukça arınmaydı 
Rasyonelliğin aç gözünde aristokratça barınmaydı


İnip inip derinlere süreğen belayı bıraktı 
Sen ; sen sandığınla sınandın 
Şimdi yoksulluğun hükmü vardır doymazlığında 
Sağanak sağanak üstüne geceden 
Ablak yüzlü insanlar ; iktisadın penceresinden 
Pervazı çeksen ne fayda 
Kuşatıldın kapitalist iklimin hülyasında 

 

Sen yabancısıydın bu alemin besbelli 
Bönlük vardı hayata bakışında 
Bir dünyan daha olmalıydı bu dünyaya bedelli 
Sen bilinmeziydin bu alemin besbelli 
Bir yanında merhamet yelkeninden gemi 
Bir yanında zulme yaltaklanan görkemi 


Ayıpladın dününü var gücünle 
Yaldızlı mezarlar kazıp gömdün içindeki ademi 
Sana ait değilse sahiplenmek isteğiyle tutuştun 
Sana ait ne varsa onun ötesine koştun 
Koşmak yetmiyordu kendinle yarışmak için 


Yol uzun , zaman dar , istekler sıralı 
İstekler yetmiyordu toplumla bağdaşmak için 
Boynuna kement atacak -izmlerin de olmalı 
Kelimelerin güçlü olmalı , cümlelerin ağdalı 
Sen ümmisiydin bu alemin besbelli 


Kuşlar ve gök hayret vermiyordu sana
Deniz nedense uyandırmıyordu sendeki maviyi
Sor kendine milyonca kez 
Sorsun içine Ademi gömen herkes 
Sorsun 
"Ne uğrunadır aldığımız bir lahza nefes ?"

 

Şuheda EKİNCİ

 

*********************************