Soru & Cevap Penceresi
10.07.2023

Kurban Bayramında Sayısız Masum Hayvanın İbadet Uğruna Kesilmesi Zulüm Değil mi?

Tüm ibadetlerdeki temel amaç; Allah’ın rızasını kazanmak ve Rabbimizin bizden razı olmasını sağlamaktır. 
Kurbanın kelime anlamı yaklaşmak olup Allah’a yakınlaşmak manasındadır. 
Kurban; maddi imkânı uygun olan bir Müslümanın yılda bir defa Kurban bayramı günlerinde şartları uygun hayvanlardan kesmesidir. Kurban, kesimi dinen sevap sayılan bir ibadettir.
Peki, gerçekten kurban kesmek hayvanlara zulüm mü sayılmakta?
İnsanların temel besinlerinden biride protein deposu sayılan ettir.
Dünyadaki ülkelerin et tüketim miktarı birinci sırada ABD olup, kişi başına tüketilen yıllık et miktarı 26 kg dır. Buna karşın İslam ülkelerinde kurban dâhil bu oran ortalama 5 kg tekabül etmektedir. Bu veriler aslında “medeni ve hayvan haklarına saygılı” batı ülkelerdeki et tüketimini, yani yıllık kesilen hayvan sayısının bizdekinden dört, beş kat daha fazla olduğunu göstermektedir. Ne var ki her şeyde olduğu gibi yine söz konusu Müslümanların yaptığı veya İslam’a ait bir ibadet olduğunda saldırıların hedefi olmaktadır. Hatta her kurban bayramında bu saldırı korosunda, yerli batı severlerin sesi daha gür çıkmakta, maalesef. İyi de hayvan kesimi üzerinden İslami değerlere saldıranların herkesten daha çok et tükettiklerini de bilmeyen yoktur aslında. 
Şimdi gelelim kurban ibadetinin manasına ve hikmetlerinden sadece bir kaçına; Örneği sadece yaşadığımız Diyarbakır İlinde Günlük olarak kesilen resmi onaylı küçükbaş hayvan sayısının 8.300 adet olduğunu biliyor musunuz? ve bu kesilen küçük baş hayvanların büyük bir çoğunluğunun daha altı ayını bile doldurmayan kuzulardan olduğunu biliyor muyuz? 
Toplumun tercih ettiği bu kuzulardan her gün binlercesi kesilirken tık ses çıkarmayanların kurbanı eleştirmedeki maksadı ne olabilir acaba.
Ülkemizde, neredeyse her gün on binlerce hayvan niçin kesilmekte? Sofraların vazgeçilmez lezzeti sayılan köfteler, sucuklar, salamlar, mangallar, kebaplar, kavurmalar ve enva-i çeşit etli ve kıymalı yemeklerin kaynağı nerden gelmekte? Yılın 360 günü kesilen bu kadar hayvanın sebebi, bizzat bizim kendi şahsımız ve nefsimizin isteği değil mi? 
Kurban Bayramı’nın birkaç gününde sadece Allah rızası için kesilip etinin büyük çoğunluğunun ihtiyaç sahiplerine sadaka olarak verildiği, bir kısmının bayramdaki misafirlere ziyafet olarak ikram edilmesiyle toplumdaki yardımlaşma, birlik ve beraberliğe sağladığı katkı görülmezden gelinerek eleştirilmesi ne kadar insafa sığar.
Ortalama ömrü 10 ila 12 yıl olan bir küçükbaş hayvan 3 yaşından sonra artık yaşlandığını ve zamanında kesilmez ise etinin pişmesinin zor olduğu ve tazelik lezzetini kaçırdığını biliyor musunuz? Bu şartlarda kurban kesimi için en ideal yaş sınırını belirleyen dinimiz kurban bayramı ile hayvan yetiştiriciliğine ekonomik destek ve sağlıklı et tüketimine ne denli katkı sunduğu detay bilgiler ile ortaya çıkmakta. 
İhtiyaç sahibi bir aile için kurban sayesinde uzun süre aşında kullanabileceği etten daha güzel bir ikram ve hediye olabilir mi?
Komşu ve akrabalarımız ile, kestiğimiz akika, adak, şükür ve vacip kurbanların vesilesiyle hazırlanacak soframızda aynı ortamda bir araya geleceğimiz, birlik ve beraberliği sağlayacak daha güçlü bir gerekçe olabilir mi? Kurbanlık hayvanlar hem bir ibadet hem bir sadaka hem de İnançtaki samimiyetin bir sembolüdür. 
Kaldı ki bu kurban konusunda Yüce Rabbimiz, Hac Suresi 37. Ayeti Kerimede Şöyle buyurmakta: “Onların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır; fakat O'na sadece sizin takvânız ulaşır. Sizi hidayete erdirdiğinden dolayı Allah'ı büyük tanıyasınız diye O, bu hayvanları böylece sizin istifadenize verdi. Güzel davrananları müjdele!  ”


 

                                                                                                Revzen İlmi istişare Heyeti