En acı veren durumlardan biride elbette ki korumasız masum çocukların yaşadığı ahlaksız saldırılardaki mağduriyettir. Bu ve benzer durumların yaşanmaması için önleyici birçok uyarı ve emirleri bulunan, bu tür sapıkların hem dünyada hem ahirette en ağır ceza ile cezalandırılmasını İslam kadar isteyen caydırıcı müeyyidesi olan başka bir din veya nizam olmamıştır.
Ne var ki bu müeyyideleri çok kolay bir şekilde ağır bulan, empati kuramayan ve düşünmeden eleştirenler, bu olumsuz fiiller yaşanırken onlara caydırıcı olmayan cezalarla cesaret veren modern! kanunlar yerine her ne hikmetse faturayı yine de dine kesiyorlar.
En korumasız olan yetim çocuklar hakkında bile tüm toplumu sorumlu tutan ciddi uyarılar yapılmışken. Ailenin ve toplumun ihmal ettiği çocuklar ve gençlerin maruz kaldığı olumsuz travmaların sorumlusu, ihmalkâr insanlar, sorumluluk sahibi toplum veya sapık olan fail değil de haşa Allah mı olacak. Yine bireylerin olumsuz davranışlarını önleyici inanç, ahlak ve değerler konusunda bilgilenmesi ve bilinçlenmesini ısrarla bildiren yüce dinimizin, bu uyarılarına her fırsatta karşı çıkarak “ben özgürüm dilediğimi yaparım” diyen zihniyetin sonucu yaşanan bu olumsuz olayların gerçek sorumlusu ilahi nizama itiraz edenlerden başka kim olabilir.