Su-i zan nedir?
Su-i zan, "kötü zan, kötü düşünce" anlamına gelir, kalp ile yapılan gıybettir. Aynen dil ile yapılan gıybet gibi haramdır. Bu haram da kişiye günah olarak yeter...
Yüce Rabbimiz Hucurât suresinin 12.ayetinde: : “Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır…” diye buyurmuştur.
Rivayete göre bu ayet Resulullah (s.a.v) ashabından olup, arkadaşının gıybetini yapan iki kişi hakkında inmiştir. Şöyle ki: Resulullah yolculuğa çıktı mı muhtaç olan bir kimseyi hali iyi olan iki kişiye katar, o da onların hizmetini görürdü. Selman’ı da bu şekilde iki arkadaşına emanet etti. Selman eve geldi, uykusuna karşı direnemeyip uyudu. Onlara da herhangi bir şey hazırlamadı. Öbür iki kişi geldiklerinde, yiyecek ve katık yapacakları bir şey bulamadılar. Ona: "Git, Resulullah'tan bize bir yiyecek ve bir katık iste" dediler, o da gitti. Resulullah ona: " Usâme bin Zeyd'e git ve eğer yanında artmış bir yiyecek varsa, sana vermesini söyle" dedi. Usâme Resulullah'ın hazinedarı idi. Selmân ona gitti. Usâme: "Yanımda bir sey yok" dedi. Bunun üzerine Selmân öbür iki arkadaşına dönüp, durumu bildirdi. Onlar da: "Onun yanında bir şeyler vardı fakat cimrilik etti" dediler. Sonra Selmân'ı bazı sahabelerin yanına gönderdiler, onların yanında da bir şeyler bulamadı. Bu sefer ikisi de: "Şayet biz Selmân'ı Sumeyha kuyusuna göndersek, onun dahi suyu yerin dibine çekilir" dediler. Sonra Usâme'nin yanında bir şey olup olmadığını araştırmak için gittiler. Resulullah onları görünce şöyle dedi: "Nasıl oluyor da ben sizin ağızlarınızda yemiş olduğunuz etin izlerini görüyorum!" Onlar: " Ey Allah'ın Resulü, Allah'a yemin ederiz biz bugün et olsun, başka bir şey olsun yemiş değiliz" dediler. Bunun üzerine Nebi (s.a.v): "Fakat sizler Selmân'ın ve Usâme'nin etini yiyip durdunuz" buyurdu.
Soruyorum size: "Bir Müslüman kardeşiniz hakkında hiç aklınıza kötü bir şey geldiğinde 'Ben şeytanın fitnesinden Allah'a sığınırım' dediniz mi?
Kesin bilgiye dayanmayan ön yorumlarımız veya ön kanaatlerimiz su-i zan bataklığında yeşerir. Su-i zanla insanları haksız etmiş oluruz. Böylece insanın hukukunu çiğnemiş, kul hakkına girmiş oluruz. Su-i zan kula karşı olduğu gibi bazen Allah karşıda olur.
Peki, Allah'a karşı su-i zan nedir?
Mesela günahkâr birinin, bağışlanmayacağını düşünerek tövbe etmekten kaçınması Allah hakkında su-i zan etmesi demektir. Allah'ın affına güvenerek günah işlemesi de aynıdır. Çünkü Allah’ın, hakkıyla tövbe edeni "bağışlamama" gibi bir sıfatı yoktur. Bilâkis bağışlayıcılığı pek büyüktür, rahmeti tüm kullarını kuşatmış ve kucaklamıştır.
Allah hakkındaki su-i zan, Allah'ın rahmetinden bizi mahrum eder. Kul hakkındaki su-i zan da kul ile olan bağımıza, diyaloğumuza, iletişimimize zarar verir.
Su-i zannın zararları nelerdir?
1) Su-i zan kulluk neşemizi bozar.
Kalbimizi yorar.
Ruh dünyamızda hasar yapar.
Bizi kötülük yapmaya kışkırtır.
Depresif kişilik oluşturur.
Psikolojik hastalığa yol açar.
Takıntı ve kompulsiyon bozukluğuna yol açar.
2) Su-i zan kine ve nefrete sebep olur.
3) Su-i zan gıybete ve iftiraya kapı açar.
4) Su-i zan adaveti, husumeti ve düşmanlığı körükler.
5) Su-i zan kardeşliği bozar.
Birbirine su-i zanla bakan insanlar gerçek muhabbeti kaybederler.
Peki, su-i zannın zıddı olan hüsnü zan nedir?
Hüsnü zan, bir kimse hakkında iyi ve güzel kanaat beslemektir. Nitekim Allah Resulü bir hadisinde: "Hüsnü zan beslemek, güzel bir ibadettir" diye buyurmuştur.
Özetle; su-i zan kötü bir şeydir ve yapılması tavsiye edilemeyen, zaman zaman günah kabul edilebilen bir düşünce şeklidir. Bu nedenle su-i zandan uzak durmak, herkese karşı hüsnü zannı esas almakla beraber günümüz şartlarında ihtiyatlı olarak hareket etmek daha makbul bir hayat tarzı olacaktır.
“Rabbimiz bizi ve bizden önce geçmiş olan mü'min kardeşlerimizi bağışla! Kalplerimizde iman edenlere karşı hiçbir kin ve kötü duygu bırakma!"
(Haşr 10)
Hatice Hilal BEYAZ