Soru & Cevap Penceresi
10.07.2023

İmam Azam Ebu Hanife’nin İnkarcılara Verdiği (Ders) Cevap

Dönemin inkârcılarından üç kişi, İmâm-ı Â’zam’a gelerek kendisine önceden hazırladıkları birer soru sordular. Bu üç soruya İmâm-ı Â’zam dolaylı ve manidar bir cevap verdi. 
Birincisi: “Biz gözümüzle görmediğimize inanmayız. Eğer Allah var ise bize Allah’ı göster?” 
İkincisi: “İslam’a göre cinler ateşten yaratılmış olup cinlerden günahkâr olanlar cehennem ateşiyle cezalanacak.  Ateş nasıl ateşten yaratılmış bir varlığa ceza olarak acı verebilir?” 
Üçüncüsü: “Biz bir şeyin yapılma nedeninin, ihtiyaç ve mecburiyet olduğuna inanıyoruz. Siz Müslümanlar kader diyorsunuz. Kader varsa bunu ispatlar mısın?”
Amaçları şuydu; nasıl olsa imam bu sorulara cevap veremeyecek ve zor durumda kalarak böylece dönemin en yetkin âlimi İmâm-ı Â’zam ve Müslümanlardan intikam alınacaktı.
İmâm-ı Â’zam, yerden bir avuç toprak aldı. Bu soru soran üç kişinin suratına serpti. Bu üç kişi İmâm-ı Â’zam sorularımıza zorlandığı için cevap veremedi ve bu yola başvurdu diye düşünerek imamı cezalandırmak için bu hareketi kadıya şikâyet ettiler. Kadı, İmâm-ı Âzam’ı ifadeye çağırdı olayı ondan da dinledi İmâm-ı Â’zam ise “Ben sadece sordukları cevap verdim” dedi. 
Birincisinin attığım toprakla gözü ağrıdı. Ama ağrıyı göremedi. O’na Allah’ı gözle görmenin imkânsız olduğunu, daha ağrıyı göremezken Allah’ı görmeye kalkmaması gerektiğini anlatmış oldum. 
İkincisi ise, yine İslam inancında bir insan olarak topraktan yaratılmış olduğu halde, benim attığım bir avuç topraktan müteessir oldu, ateşin ateşten yaratılan cinlerinde bu şekilde müteessir olabileceğini anlatmaya çalıştım. 
Üçüncüsü ise, “Herkes yaptığını mecburen yapıyor” diyor, insanlardaki cüz’i iradeyi unutuyordu. Amma benim cüz’i irademi unutmadı ve “mecburen toprağı attı” demedi, bunun yerine beni şikâyet etti. Oysa bu şikâyetle aslında kendi düşüncesini yalanlayıp tekzip etti, dedi. 
Böylece büyük imam bir hareketle zor sanılan bu üç soruya birden, dolaylı bir cevap vererek kendi ilmi seviyesini gösterirken hak olan bir inancın (İslam’ın) her soruya çok farklı üslup ve şekilde ikna edici bir cevabının olduğunu göstermektedir.

 

                                                                                               Revzen İlmi istişare Heyeti