Bilim Penceresi
14.07.2023

Bilimsel çalışmalar bu günkü evrenin akıp giden zaman olarak geçmişe göre 5 kat daha hızlı olduğunu keşfetti

1929 da Edwin Hubble ın gözlemleri sonucunda meşhur Hubble Teleskobu ile evrenin genişlediğini ve gök cisimlerinin Dünyadan uzaklaştıkça uzaklaşma hızının arttığını gösteriyordu.

 

Evren 1 milyar yaşındayken şu anki zamandan 5 kat daha yavaş işliyordu. Profesör Geraint Lewis'in evrenin işleyişi ile ilgili yürüttüğü araştırma Albert Einstein in  1915'te ortaya koyduğu Genel Görelilik teorisini destekler nitelikte. 
Bu teori evrenin genişliyor olabileceğini ve geçmiş evrende zamanın daha yavaş aktığını söylüyordu. 


Sidney Üniversitesi Fizik Fakültesi ve Sidney Gökbilim Enstitüsünde faaliyet gösteren Profesör Geraint Lewis konuyla ilgili makalesinde şu ifadelere yer veriyor,

“Evrenin hemen hemen bir milyar yıl yaşında olduğu bir zamana baktığımızda, zamanın beş kat daha yavaş akıyor gibi durduğunu görüyoruz.”


Evrenin bu davranışını ispatlamak için bilim insanlarının evrenin ilk zamanlarında zamanın nasıl aktığı hakkında bilgi sahibi olmaları gerekiyordu. Başta bilim insanları bu dönemler hakkında bilgi elde etmek için süpernovalardan yararlanmaya çalıştılar. Fakat süpernovalar (patlayan dev yıldızlar) fazla parlak olduğundan  ancak evrenin yarı yaşı kadar bilgi sahibi kılmış bilim insanlarını.


“Tek bir ışık parıltısı gibi davranan süpernovaları incelemek daha kolay iken, devam eden bir havai fişek gösterisine benzeyen kuasarlar daha karmaşık.” diyor Profesör Lewis.


Bu nedenle araştırmacılar evrenin zaman işleyişi hakkında bilgi sahibi olabilmek için incelenmesi daha zor olmasına rağmen kuasarları (parlak bir aktif galaksi çekirdeği) gözlemlediler ve bunun sonucunda zamanı evrenin şuan ki yaşının onda biri yaşına kadar geriye sarıp bu dönem hakkında çarpıcı bir sonuca ulaştılar: Evren yaşlandıkça eskiye göre daha da hızlanıyor.

Kuasarlardan bu buluntuları nasıl elde ettiklerine gelecek olursak;

Profesör Lewis ve araştırmasında görev üstlenen astro istatistikçi Dr. Brewer ile beraber çalışarak, 20 yıl boyunca gözlemlenen 190 kuasarın detaylarını incelemiş.Yeşil ışık, kırmızı ışık ve kızılötesi gibi farklı renklerde (veya dalgaboylarında) alınan bu gözlemleri bir araya getirerek, kuasarların her birinin ‘tıkırtısını’ standart hale getirmeyi başarmışlar.

Bayes Çıkarımı Yöntemini uygulayarak, evrenin genişleyişinin her bir kuasarın tıkırtısına işlendiğini keşfetmişler.


Burdan da anlaşılacağı üzere kuasarlar evrenin geçmişini aydınlatıcı bir araç olarak görülüyor ve evrenin genişlemesi ile günümüzde  zamanın 5 kat daha hızlı işlediğini bize kanıtlıyor.

Bir nevi de evrenin her adımının tıkırtı biçiminde kuasara işlendiği söylenebilir.

 

“Bu hassas veriler ile birlikte, kuasar saatlerinin tıkırtısını çizelge haline getirmeyi başardık ve genişleyen uzayın etkisini ortaya serdik.” ifadelerini kullanıyor Profesör Lewis.


Evrenin daha hızlı akması aslında  bu hız çağında yaşayan bizlere zamanın  değerini ve önemini hatırlatmaktadır. 
Yaşadığımız evren milyarlarca yılı maziye bırakırken şu kısacık dünya hayatı ne kadar sürebilir ki? Bitmez ve geçmez gördüğümüz nice işler ve zaman bir gün mutlaka nihayete erecek. Önemli olan vaktimizi boşa harcayacak faaliyetlerden uzak durup, zamanımızı daha faydalı ve verimli işlerde kullanmak olmalı. Dünyadaki varlık gayemizi unutup, zamanın yokluğa mahkum ettiği şeylere feda etmeyelim.

                                                                                                                 Büşra SERTAKAN

________________________________________